28 Mart 2013 Perşembe

Ezan ve kamet getirmenin fazileti



Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Bir kimse boş bir yerde bulunup da namaz vakti girse, abdest alsın. Eğer yalnız ikamet alırsa (kamet getirirse), kendisiyle birlikte iki melek namaz kılar. Eğer hem ezan okur, hem ikamet alırsa, kendisiyle beraber cünud-u ilahiyeden iki ucu görünmez bir cemaat namaz kılar."

(Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, IV/381-382)

Diyanet İşleri Başkanlığı;
Farz namazlardan önce, namazın başladığını bildiren ve ezan lafızlarına benzeyen sözlerdir. Ezandan farklı olarak, "hayya ale'l-felâh" cümlesinden sonra, "kad kâmeti's-salât" cümlesi eklenir. Kâmet kelimesi Arapça'dan değişikliğe uğrayarak dilimize geçmiştir. Aslı ikâmettir. İster cemaatle, isterse tek başına kılınsın, erkeklerin her farz namazdan önce kâmet getirmeleri sünnettir. Kazâ namazlarında da kâmet getirmek sünnettir. Kâmet ezana göre daha hızlı okunur. Ezan ile kâmetin arasının bir miktar ayrılması gerekir. Ezan ile kâmet arasında sünnet bulunmayan akşam namazında, ezan okunduktan sonra Fâtiha sûresini okuyacak kadar beklemek uygun olur. Bir camide cemaatle vaktin namazı kılındıktan sonra, aynı vakit namazı cemaatle veya tek başına kılınması halinde tekrar ezan ve kâmet okunmasına gerek yoktur. Camide cemaatle kılınan namazlarda kadınların, delilerin ve abdestsiz kişilerin kâmet getirmesi mekruhtur.