31 Temmuz 2013 Çarşamba

ALLAH'ım bana salih kullarına verdiğinin en faziletlisini ver duası?

Sa’d bin Ebî Vakkâs (ra) şöyle anlatır: “Rasûlullâh aleyhissalatü vesselam, bize namaz kıldırırken bir kimse geldi. Safa girince: “Allâh’ım, bana sâlih kullarına verdiğinin en fazîletlisini ver!” diye duâ etti. Peygamber Efendimiz namazı bitirince: “Az önce duâ eden kimdi?” diye sordu. O zât: “Bendim yâ Rasûlallâh!” dedi.  Allâh Rasûlü (asm): “Öyleyse atın çökertilecek ve Allâh yolunda şehîd edileceksin.” buyurdu. (Hâkim, Müstedrek, 1/325/748; Heysemi, Mecmauz Zevaid, 5/295) Peygamber Efendimiz, ashâbından bâzılarının şehit olacağını...

Mezar taşına yazı yazmak caiz mi?

Ölen kişinin defnedildiği yerin kaybolmasını önlemek için, israfa varmamak şartıyla basit bir mezar yaptırılmasında dinen bir sakınca yoktur. Buna karşılık, kabirlerin yükseltilmesi, üzerine kubbeli binalar yapılması, taşına övücü veya kaderden şikayet edici sözler yazılması dinimizce yasaklanmıştır. Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) kabirler üzerine bina yapmayı onları çiğnemeyi ve üzerlerine yazı yazmayı yasaklamıştır (İbn Mace, Cenaiz, 58). Ayrıca mezar için yapılan harcamaların, ölü ve diri için hiçbir yararı bulunmadığından,...

İdarecilere, yöneticilere sövmek caiz mi?

Ebu Ümame'den (ra) nakledildiğine göre; Eimmeye(müslümanları yönetenlere) sövmeyiniz, onların ıslah olmaları için (ALLAH'a) dua ediniz. Çünkü onların ıslah olmaları, sizin ıslahınızdır. (Taberani, el-Mu'cemu'l-Evsat, II, 169, Hadis No: 1606.) Müslümanlar, nerede olursa olsun İslamiyeti yaşamakla görevlidir. Müslüman yöneticilerin İslamiyete aykırı olmayan emir ve yasaklarına uymak durumundadırlar. Hadiste geçen "Islah olmaları için dua ediniz." ifadeleri, İslamiyete aykırı tutum ve davranışları olursa, onların bu hatalarından...

ALLAH'a ve dinine küfür edenin hükmü nedir?

Allah'a, Peygamberlerine, Kur'an-ı Kerim'e, din ve imana, -haşa- küfr etmek, sövmek, ihanette bulunmak veya bunlardan birini hafife almak küfürdür.  Böyle bir söz ve davranışta bulunan kimsenin derhal tevbe istiğfarda bulunup nikahlarını yenilemeleri gerekir. Şayet Allah'a yapılan küfür, inançsızlık nedeniyle değil de dil alışkanlığı sebebiyle öfke anında ortaya çıkmışsa, bu sözünüzle dinden çıkılmadığı gibi, eşler arasındaki nikah da bozulmaz. Çünkü burada maksat dini değerlere küfretmek olmadığı gibi söyleniş anı da sağlıklı...

Kertenkele öldürmek sevap mıdır?

 Esasen zarar vermeyen hiç bir canlı öldürülemez. Öldürülmesi caiz olanlar ise, zararlı olan ve bu zararından başka türlü kurtulma imkanı olmayan hayvanlardır. Bu tür hayvanları da öldürmeden ve kendilerine eziyet vermeden zararından kurtulmanın yollarını aramak gerekir. Ancak kendilerinden kurtulma imkanı kalmamış ve öldürmekten başka çare de yoksa öldürülür. Bazı hallerde kertenkeleler özellikle de zehirli olanlar, evlere girip insanlara, eşyalarına ve yiyeceklerine zarar verirlerdi. Bunu önlemek için öldürülmeleri bazı hadislerde...

Kâfirlerin hakkı yenilebilir mi? Onlara zulum edilebilir mi?

Kul Hakkı: Kul hakkı ihlali kavramı müslüman olsun gayri müslim olsun tüm insanları içerir. Hak kavramının içeriği evrenseldir.  Nitekim:  Hz. Peygamber (s.a.s.), üzerinde kul hakkı bulunan kişilerin, hak sahibi olan mazlumlardan helallik almalarını öğütlemiştir. Bunun yapılmaması durumunda haksızlık yapan kişinin salih amellerinin, haksızlığı ölçüsünde alınarakhak sahibine verileceğini, eğer verilecek salih amel bulunamazsa o zaman da mazlumun günahlarının zalime yükleneceğini belirtir (Buhari,...

28 Temmuz 2013 Pazar

Ameller niyetlere göredir hadis-i şerifini nasıl anlamalıyız?

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti ALLAH’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da ALLAH’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.” Açıklama: “Yapılan işler...

25 Temmuz 2013 Perşembe

ALLAH'ı zikreden toplulukları müjdeleyen hadis

Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “ALLAH Teâlâ’nın diğer meleklerden ayrı, sadece zikir meclislerini tesbit etmek üzere dolaşan melekleri vardır. ALLAH’ın zikredildiği bir meclis buldular mı, o kimselerin aralarına otururlar ve diğer melekleri oraya çağırarak cemaatin arasındaki boş yerleri ve oradan dünya semasına kadar olan mesafeyi kanatlarıyla doldururlar. Zikredenler dağılınca onlar da semâya çıkarlar. ALLAH Teâlâ...

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Bir namaz hem kaza hem sünnet niyeti ile kılınabilir mi?

Kazaya kalmış namazların kazası ile meşgul olmak, revatip (farz namazlara bitişik olan) sünnetlerin dışındaki bir nafile namaz kılmaktan önemli ve önceliklidir. Ancak vakit namazları ile birlikte kılınan düzenli nafileler (revatip sünnetler) ve Teravih namazı imkanlar ölçüsünde kılınmalıdır. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadislerinde, “Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği konu, farz namazlardır. Eğer bunlar tamamsa işi kolaylaşmıştır. Farzlarda eksiği varsa, “bakın bakalım, nafile namazı var mı? “ denilir ve nafilelerle farzları tamamlanır.”...

Sevabı çok olan zikirler

- Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in tavsiye ettiği zikirler; 1) Her gün yüz defa, [ lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l–mülkü ve lehü’l–hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr ] derse, on köle âzâd etmiş kadar sevap kazanır; ona yüz iyilik sevabı yazılır; yüz günahı bağışlanır; bu zikir o gün akşama kadar o kimsenin şeytandan korunmasını sağlar. Bu zikri ondan daha fazla tekrarlayan kimse dışında hiç kimse daha faziletli...

Dedikodu orucu bozar mı?

Gıybet orucu bozmaz. Fakat gıybet (dedikodu) haramdır ve orucun sevabını azaltır. İnsanların birbirleri hakkında kötü kanaate sevkedecek ve ilişkilerini bozacak dedikodu ve söz taşıma gibi dinimizce hiçbir zaman hoş görülmeyen davranışlar, orucun mânevî haline taban tabana zıt şeylerdir. Peygamberimiz orucun bu yönünü anlatmak üzere "Yalan konuşmayı bırakmayan, yanlış davranışlardan kaçınmayan kimsenin kendini aç ve susuz bırakmasına ALLAH'ın ihtiyacı yoktur" (Buhârî, "Savm", 8) buyurmuştur. Aslolan ibadeti amacına uygun yapmak, ibadetin zevkini...

Saç boyatmak orucu bozar mı?

Oruç, bir şey yemek, içmek ve cinsel ilişkide bulunmaktan dolayı bozulur. Saç boyamak ve saç bakımı bunların kapsamında olmadığından orucu bozmaz. Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden alınmışt...

Nargile orucu bozar mı? Nargile içmek

Nargile gibi keyif veren tütün kökenli dumanlı maddeler ile tiryakilik gereği alınan tüm maddeler (morfin gibi) oruç yasakları kapsamına girmektedir. Oruçlu iken bu tür maddelerden bir tanesi kullanıldığında oruç bozulur. ...

Zekat sadece Ramazan ayında mı verilir?

Öteden beri müslümanlar zekât borçlarını rahmet ayı olan ramazan ayında ödemeyi âdet haline getirmiş iseler de, zekâtın ödenmesi için tayin edilmiş bir gün veya ay yokturFakihler şartları gerçekleşen malda zekâtın derhal (fevrî) yani sene biter bitmez ödenmesi gerektiğinde görüş birliğine varmışlardır. Çünkü malda gerçekleşen zekât borcu, artık kul hakkıdır. Bu borcun ödenmesini -özürsüz olarak- geriye bırakmak câiz değildir. Hanefî mezhebinde fetvaya esas olan görüş bu olduğu gibi, İmam Şâfiî, İmam Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'in görüşü de...

Tesbihat çekmek, tesbihat yapmak? Nasıl yapılır

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Her namazdan sonra kim otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillâh, otuz üç defa Allâhü ekber der, yüze tamamlamak için de (lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l–mülkü ve lehü’l–hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr) derse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affedilir.” Zikirlerin Anlamları sübhânallah: Her türlü noksan sıfatlardan ALLAH'ı tenzih ederim....

Oruçluyken gusül abdesti alırken ağza ve burna nasıl su vermeliyiz?

Gusül abdesti alırken, ağza ve buruna su vermek farzdır. Ağza su verirken suyu boğaza kadar ulaştırıp ağzı çalkalamak  ve buruna su verirken de genize kadar da suyu çekmek ise sünnettir. Bu hüküm oruçlu olmayan kimseler içindir. Oruçlu olanların boğaza veya genize su kaçma ihtimali olduğu için böyle yapmaları uygun olmaz. Onlar gusülde ağza ve burna su verirken abdestte yaptıkları gibi yaparlar (İbn Abidin, Raddu’l-Muhtar, Riyad, 1423/2003, I, 237, 291).     Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden alı...

Namazda tesbihle mi yoksa parmaklarla mı tesbihat çekmek sünnettir?

Yüseyre (r.anha)’dan rivâyet edilmiştir. Yüseyre hicret eden kadınlardan idi dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) bize şöyle buyurdu: “Tesbih, tehlil ve takdisi elden bırakmayınız ve parmaklarınızla tesbihinizi çekiniz. Çünkü onlar da sorguya çekilecekler ve konuşturulacaklardır. Gaflete düşmeyin sonra rahmeti unutursunuz.” (Ebû Dâvûd, Salat: 27; Tirmizi, Daavât: 121, (3583) Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.v), tesbihi parmaklarıyla çekerdi.” (Tirmizi, Daavât: 72, (3486); Nesâî, Sehv: 17; İbn Mâce, İkamet-üs...

Yaptığımız ibadetlerin sevabı hayatta olanlara ve ölmüşlerimize bağışlanabilir mi?

Yapılan ibadetin ve hayırların sevaplarının başkasına bağışlanması caizdir. Kişi, okuduğu Kur’an-ı Kerim’in, kıldığı namazın ve işlediği bir hayrın sevabını başkasına bağışlayabilir. İster sağ, ister ölmüş olsun, kendisine sevap bağışlanan kimsenin, bundan yararlanacağı umulur. Başkası tarafından bağışlanan sevapla, bir kimsenin bizzat yapması gereken ibadet borçları ödenmiş olmaz ise de, bunlar iyilik ve sevaplarının çoğalmasına ve derecesinin yükselmesine vesile olabilir. Annesi ve babası öldükten sonra, onlara bir iyilik yapıp yapamayacağını...

23 Temmuz 2013 Salı

Peygamberimizin isimleri

Peygamberimiz (s.a.s.)’in pek çok ismi vardır. Bir hadislerinde kendine has beş adının bulunduğunu haber vererek; “Benim birtakım isimlerim vardır: Ben Muhammed’im! Ben Ahmed’im! Ben Mahi’yim ki, Yüce Allah, küfrü benimle yok edecektir! Ben Haşır’ım ki, insanlar, Kıyamet günü benim izimce haşr olunacaklardır! Ben Akıb’ım ki, benden sonra Peygamber yoktur!” (Müslim, Fezail, 124-126) Anlamı bakımında Muhammed (s.a.s.) “övülmeye layık hasletleri çok olan”, Ahmed ise “en çok övülen veya en çok hamd ve şükür eden, ya da, bu hasletlerle anılan...

Kur'an türkçe harfler ile okunur mu?

MUTLAKA YAZIYI SONUNA KADAR OKUYUNUZBilmeyen ve öğrenme aşamasında olan kimselerin namazda ve diğer zamanlarda latin harfleriyle yazılmış sureleri okumalarına ruhsat vardır. Ama böyle bir zaruret yoksa sebebsiz olarak latin harfleriyle yazılmış kur'anı okumak doğru olmaz. Bu alfabe kur'an dili olan arapçanın bütün seslerini çıkarmaz ve anlam bozukluğuna neden olur. Bu şekilde yazılmış kur'anı okumanın da sevabı vardır ve okuna nkur'an geçerli olur....

21 Temmuz 2013 Pazar

ALLAH hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “ALLAH hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar.” Açıklama: Hadisimiz, başa gelen sıkıntıların bazan lutuf ve hayır vesilesi olacağını açıkça ortaya koymaktadır. Burada söz konusu olan belâ ve musibetlerin neler olabileceğini ise, Bakara sûresi’nin 155. âyeti açıklamıştır. ALLAH Teâlâ şöyle buyurmuştur: “..Sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden eksiltmekle sınarız....

Gülmek abdesti bozar mı?

Namaz dışında gülmek abdesti bozmaz. Namazda iken, yanındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek hem abdesti hem de namazı bozar (Merğinani, I, 15). Nitekim Hz. Peygamber namazda sesli olarak gülen birisine hem namazını ve hem de abdestini yenilemesini emretmiştir (Darekutni, Sünen, I, 162). Ancak namazda ses çıkarmadan tebessüm etmek namazı da abdesti de bozmaz. Bazı mezhepler namazda gülmekle sadece namazın bozulacağı görüşündedir (İbn Kudame el-Muğni, I, 211). Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden...

Kusmak abdesti bozar mı?

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in kusmaktan dolayı abdest aldığı rivayet edilmiştir (Tirmizi, Taharet, 64). Ancak bunun ağız dolusu olması gerekir (Meydani, el-Lübab, I, 18). Ağız dolusu kusulan şey, ister yemek, ister safra, ister kan olsun, abdesti bozar. Balgam ise tükürük hükmünde olup abdesti bozmaz. Ağız dolusu sayılmanın ölçüsü, gelen kusmuğun zorlanmadan tutulamayacak bir durumda olmasıdır. Aynı mekanda gelip, toplamı ağız dolusu olan kusmukla da abdest bozulur (Merğinani, el-Hidaye, I, 14; Mevsıli, el-İhtiyar, I, 10). Şafiilere göre...

Kulak akıntısı abdesti bozar mı?

Bir ağrı ve sızı olmaksızın kulaktan, göbek ve gözden çıkan akıntı abdesti bozmaz. Akıntı ağrı ve sızıyla çıkarsa o zaman abdest bozulur. Zira ağrı yaranın varlığına delildir. Yaradan akan sıvı da abdesti bozar (İbn Abidin, Reddü’l-muhtar, I, 147). Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden alınmışt...

Evli bir kadın, eşinden boşanmadan başka bir erkekle evlenebilir mi?

Nikah, evlenme ehliyetine sahip ve aralarında evlenmelerine dinen bir engel bulunmayan bir kadınla bir erkeğin, şahitler huzurunda evlenme hususunda karşılıklı rızalarını beyan etmelerinden ibaret bir sözleşmedir. Böyle usulüne uygun bir nikahla evlenmiş olan bir kadın, evlendiği erkeğin kendisini boşaması veya ölümü gibi bir sebeple usulüne göre ayrılmadıkça, başka bir erkekle evlenemez (İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, III, 29, İstanbul 1984; Vehbe Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami ve Edilletuhu, VII, 147, Dımaşk, 1985). Konu ile ilgili ayette şöyle...

İki bayram arasında evlenmek caiz midir?

Ülkemizin bazı yörelerinde, Ramazan ile Kurban Bayramı arası kast edilerek “İki bayram arasında düğün yapılmaz ve nikah kıyılmaz.” denilmektedir. Bu sözün dini yönden hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) ile Hz. Aişe (r.a.) de Şevval ayında evlenmişlerdir (Müslim, Nikah, 73). Şartlar ve imkanlar müsait olduğu zaman senenin bütün gün ve saatlerinde düğün yapılabilir, nikah kıyılabilir. Yani nikah için belli bir zaman ve vakit yoktur. Bu nedenle iki bayram arasında düğün yapmakta ve nikah kıydırmakta dinimiz açısından...

Vaktinde ödenmeyen sadaka-ı fıtır borcu nasıl ödenir?

Bütün ibadetlerde olduğu gibi sadaka-i fıtır yükümlülüğü de geciktirilmeyip zamanında yerine getirilmelidir. Bununla birlikte zamanında ödenmemişse, bu fitrelerin mümkün olan ilk fırsatta ödenmesi gerekir. Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden alınmışt...

Yurtdışında çalışan kişi, fitreyi Avrupa şartlarına göre mi yoksa Türkiye şartlarına göre mi verir?

Ülke ve bölgelere göre geçim standartları farklı olduğundan, sadaka-i fıtır mü- kellefinin kendi bulunduğu yere göre bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını kar- şılayacak miktar üzerinden sadaka-i fıtrını vermesi gerekir. Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden alınmışt...

Sadaka-i fıtır ne zaman verilir?

Sadaka-i fıtır, Ramazan Bayramı’nın birinci günü tan yerinin ağarmasıyla vacip olmakla birlikte, Ramazan ayı içinde de verilebilir. Hatta fakirlerin bayram ihtiyaçlarını karşılamaları için, bayramdan önce verilmesi daha iyidir. Ancak Bayram sabahına kadar sadaka-i fıtır verilmemiş ise, Bayram günlerinde ödenmesi gerekir. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir. Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden alınmışt...

Sadaka-i fıtır ne demektir?

Halk arasında fitre denilen sadaka-i fıtır, Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka nisap miktarı mala sahip bulunan her Müslüman'ın vermesi vacip olan mali bir ibadettir. Sadaka-i fıtır, insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak insan bedeninin zekâtı kabul edilmiştir. Bu nedenle sadaka-i fıtr’a, “can sadakası” veya “beden sadakası” da denilmektedir. Diğer taraftan fitre, yoksulların ihtiyaçları- nın giderilmesinde, bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerinde önemli bir rol...

Zekât verilen kişinin zengin olduğu ortaya çıkarsa ne yapmak gerekir?

Zekât mükellefi, kime zekât verdiğini araştırmalıdır. Araştırma sonucu zekât verilebilecek kişilerden olduğu kanaatine vardığı birisine zekât verir. Daha sonra bu kimsenin zekât verilecek kişilerden olmadığı ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur. Araş- tırma yapmaksızın zekât verir ve daha sonra bu kimsenin zekât verilebilecek kişilerden olduğu ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur; ancak böyle olmadığı anlaşılırsa, zekâtı geçerli olmaz, yeniden vermesi gerekir. Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden alınmışt...

Damat ve geline zekât verilebilir mi?

Fakir olan damada zekât verilebilir. Koca eşine bakmakla yükümlü olduğundan, kişinin gelinine zekât vermesi dolaylı olarak kendi oğluna zekât vermesi gibidir. Bu itibarla, geline zekât vermek -geçerli olmakla birlikte- uygun değildir. Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden alınmışt...

Üvey anne, üvey baba ve üvey çocuklara zekât verilebilir mi?

Kocası ölmüş ise üvey anneye, buluğ çağına erişip evden ayrılmış ise üvey çocuklara ve üvey babaya, fakir olmaları halinde zekât verilebilir. Çünkü bunlarla zekâtı veren kişi arsında usul ve füru ilişkisi olmadığı gibi, zekât veren şahıs bunlara bakmakla yükümlü de değildir. Bu bilgiler Diyanet İşleri Başkalığı'nın sitesinden alınmışt...